BÜYÜYÜNCE ANLATILAN MASALLAR VARSA KİM KORKAR HAİN CANAVARLARDAN?

KİM KORKAR HAİN CANAVARDAN

İşte bugün yazacaklarım tam da bloğumun başlığına yakışır oldu: Rüya Gibi Yaşamak...

Sıklıkla benden bu hayatın sevimsiz olduğunu ve bizim de onu güzelleştirmek için çırpınıp durduğumuzu duyarsınız. Benim de bu çırpınışlarımdan bir kaçı; drama, tiyatro (oynamak hoşuma gidiyor sanırım), sinema (bunda da izlemeyi daha çok seviyorum ), yazmak... Ama en son keşfettiğim ''masal dünyası'' sanırım kendimi en iyi hissettiğim yer olarak hayatıma damgasını vurdu.

Evet evet, masallar: çoğunuz belki duydunuz, kiminiz de duydunuz ama hiç katılmanız, kiminiz ise ilk defa şimdi duyuyorsunuz (eğer öyleyse ne mutlu bana)...

Kim sevmez masalları, büyüdükçe unutuyoruz, anlatmıyoruz da ve aslında daha çok ihtiyaç duyuyoruz masallara; her şeyin kötü sonla bitmek zorunda olmadığını zaman zaman duymaya ihtiyacımız var değil mi? Kim hoşlanmaz çocukluğundaki gibi masalların hayal dünyasıyla hayallerini yaşamak; en güzel kızla ya da en yakışıklı erkekle bir ömür geçirmek, ejderhaların sırtında uçmak, denizlerin üzerinde yürüyüp bir balinanın karnında nefes alıp vermek...

Ben bunu yapıyorum bir kaç zamandır, masal dinlemeye gidiyorum.  Ancak son iki aydır katıldığım bir etkinliğin benim için harikalar yarattığını görünce bunu hep istediğimi hissettim dün gece... Saçmalamak serbest, yargılamak yok (kendini bile) en güzelini çıkarmak, ilk bilmek, kazanmak gibi anlamsız cümleler yok. Sadece verilen yönergelerle istediğini yapmak var.

Tabi yönergeler deyince ''söyleneni yapmak'' gibi bir şey aklınıza gelmesin bahsettiğim şeyler tam anlamıyla ''aklının iplerini salmak'' ve benim de sevdiğim şey bu oldu. O gecelerden birinden ayrılırken hep çoğalmış olarak ayrıldığımı hissediyorum, başka insanların da yaratabildiklerini duymak insana kendini çok iyi hissettiriyor, bazen de hiç tanımadığın birinin seninle aynı şeyleri düşündüğünü öğrenmek çok şaşırtıcı.Hiç aklına gelmeyenin aklına gelmesi (ya da getirtilmesi), hiç yapmadığın bir şeyi yapmak çok keyifli.

Mesela dün gece verilen iki soruyla yazdığım şiirimi (kullanabilseydim burada dil çıkaran bir ikon olurdu) sizinle paylaşmaktan zevk duyarım:

Neden saldırmıyor köpek balığı, el değmemiş deniz kızlarına?
İstenmeyeni yapmak sadece karada mı var?
Neden yalnız olmasına rağmen tutmuyor ellerinden zorla?
Yalnızlık sadece insanoğlunda mı var?
Neden mavi bazen griye dönüyor?
Grinin koyu bir renk olduğunu bilmiyor mu?
Neden her şey en güzel olduğu haliyle kalmıyor?
Güzellik dediğimiz şey gitmek zorunda mı?
Neden sadece ilkbahar mutluluk veriyor?
Kış çok mu günahkar?
Neden aynı hayat aynı insanlara aynı şeyi hissettirmiyor?
Nisan kimileri için daha mı karamsar?
Neden biz büyüdükçe dertlerimiz de  büyüdü?
Yoksa onların da mı boyu var?
Neden kifayetsiz kalır kelimeler bazen?
Düşündün mü hiç, nasıldır hastaların nisan rengi?

Ahhh ah, kendimi enfes kabiliyetli hissettiğim dakikalarımın ürünü bu şiir o yüzden benim için pek kıymetli :)

Daha ne olabilir dediğimiz bu etkinliklerin adı ''Oyuncu Masallar''. Oynayarak öğrenmiyoruz bu sefer, öğrenmenin derdinde olmadan farkına varmadan alıyoruz bir şeyleri, almazsak da önemli değil kimsenin umurunda değil çünkü, bazen eğer istersen tüm kum torbalarını oracıkta da bırakabilirsin, çok da mesele değil.

Sizi yeterince imrendirdim mi? İyi iyi, umarım görüşürüz o vakit:)

Bu etkinliği düzenleyen aklına fikrine sağlık dediğim koca yürekli insanlara teşekkür ederim : Nazlı Azazi, Beyhan İslam ve bizi asla bi başımıza bırakmayan Şeyda. Aklınız, fikriniz, samimiyetiniz ve gülen yüzünüz için çok teşekkür ederim sizlere.

 Sizi bilmem ama ben ciğercinin önündeki kedi misali her zaman onlardan ''hadi gelin'' çağrısını bekliyor olacağım... Görüşmek üzere !

1 yorum:

  1. Kim sevmez masalları, büyüdükçe unutuyoruz, anlatmıyoruz da ve aslında daha çok ihtiyaç duyuyoruz masallara; her şeyin kötü sonla bitmek zorunda olmadığını zaman zaman duymaya ihtiyacımız var değil mi? Kim hoşlanmaz çocukluğundaki gibi masalların hayal dünyasıyla hayallerini yaşamak; en güzel kızla ya da en yakışıklı erkekle bir ömür geçirmek, ejderhaların sırtında uçmak, denizlerin üzerinde yürüyüp bir balinanın karnında nefes alıp vermek...

    YanıtlaSil