BİR TESELLİ VER

‘’Neden ben?’’ sorusunun yanıtını arayarak
geçecekse ömrün, bu ömrü boşu boşuna yaşayacaksın, bilesin.
Eğer kaderin düzeltebileceği bir güç
olsaydı inan bana her yanlışlık düzelirdi çünkü ne Tanrı psikopatın teki ne de
sen, üvey evlatsın. Sadece hayat, sandığından biraz daha acımasız.
İçine su serpecek mi bilmem ama herkes
algısı kadar yaşıyor. Yani senin uzaktan beri bakıp da ‘’aman da ne güzel!’’ dediğin
hayatlar, güzel yaşayacak bir insan olmadığı için çiçek açamıyor.

İçine serpilecek su, Orhan Baba’nın bile
kanırta kanırta söylediği ‘’bir teselli ver!’’ şarkısındaki gibi olacaksa bil
ki, sana verilecek cevap yok aslında. O yüzden aramayı bırak, yaşamana bak.
Hayat
öyle eller havaya modunda, ağzın kulaklarında, mutluluktan kör olacağın noktada
filan değil; hayat donma noktasında aslında. Onu oradan yükseltecek olan da
sensin; düşürüp o şekilde donup kalmasına sebep olacak olan da. Eğer bir
hayatsa yaşamak istediğin, en güzelinden, zengin olmayı beklemeyeceksin bir
kere, gözlerine baktığında şükredeceğin bir eş gibi ütopik hayallerden de geç
bir kalemde; insanların seni karşılıksız seveceği bir dünya bulursan da bana da
haber ver ne olur, numaram aşağıda yazıyor olacak. Çok rahat bir iş, kariyer ve
çocuğun aynı anda olması, sağlık sorunlarının seni hiç üzmeyeceği, anne ve babanın
çok iyi anlaşacağı bir hayat; küçükkendi onlar, çizgi film izlerken vardı,
artık yoook, geçti, uyandın mı?
O zaman günaydın tatlım, güneş bugün
biraz daha yakıyor öyle değil mi? Ee hayat...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder