KAFKAS TEBEŞİR DAİRESİ
1.Giriş: “tiyatroadam” dan bu oyunu izlediğim
günden beri oyunla, oyuncularla ilgili yazmak istemiştim ama bir türlü gün, o
gün olmadı.
Sonra gün, öyle bir gün oldu ki tiyatroadam’ın sosyal medya hesabından “16 Mart Son Oyun” ilanını gördüm. Beni aldı
bir telaş, ben oyunu yazamadan oyun bitiyordu (Sanki oyunu ben yazmasam oyun
izlenmeyecekti :))!
Ne yapmalı; onların paylaşımlarını paylaşıp kaçırmayın mı demeli, yoksa kısa da
olsa bir şeyler mi yazmalı?
2. Giriş: Oldukça kaygılı ve önemli bir gündemimiz
varken bunları yazmak pek doğru değil biliyorum ama tiyatroadam ile sahneye konan “Kafkas
Tebeşir Dairesi” ben size haber veremeden son oyunlarını oynayamadılar, maalesef ki, bu (yorumu size ait olan) gündem nedeniyle ve
son oyun olan 16 Mart oyununu iptal ettiler yani oynayamadan final yapmış oldular…
( Sağlık olsun da …)
İlk cümlenin ne olması gerektiğine karar veremediğimden bu girişlerden hangisiyle başlamalıyım, bilemedim...
BRECHT, KAFKAS TEBEŞİR DAIRESI
tiyatroadam…
tiyatroadam…
Anlatılmaz yaşanır tadında bir oyun daha. Yazılarımda aklınızda kalanlar onlar olsun diye, en son anlatıyorum ama bu sefer ilk
onlardan bahsetmek istiyorum, oyunculardan…
tiyatroadam’ı “Teftişör” oyunuyla tanıdım (ona da mutlaka
gitmelisiniz…) Konu, anlatım çok başarılıydı ama asıl etkilendiğim şey oyuncuların en baştan
en sona kadar bitmek tükenmek bilmeyen pozitif enerjileriydi. Sahnede o kadar
eğleniyorlardı ki istemsiz şekilde sürekli gülüyorken buluyordunuz kendinizi.
Oyunculuğu sadece enerji götürmez tabi ki, oyunculuğu anlatmayayım, yaşayın
diyorum o yüzden. Bu oyunla birlikte edindiğim kanatlarımla “Kafkas Tebeşir
Dairesi” ne de gittik. Aynı enerji, aynı tükenmek bilmeyen neşe ve yine harika
oyunculuklarla tiyatroadam, nereye giderseniz peşinizden geliriz artık…
Ümit Aydoğdu’nun yönettiği, Çetin Kaya, Deniz Özmen, Ediz
Akşehir, Esra Şengünalp, Gökhan Azlağ, Pelin Bölükbaş, Rana Büyükyılmaz’ ın
oynadığı oyun beni oyunculuğun haricinde iki şeyiyle de çok etkilemişti,
müzikleri ve kostüm ile dekorları.
Brecht’in oyunlarında müziklere alışkınız ancak bu sefer
Ümit Aydoğdu’nun sözleri ile müzik düzenlemede Tevfik Kulak’ ı da ayakta
alkışlamak gerekir. Nitekim oyundan sonraki üç gün boyunca, üç ayrı kişi, üç
ayrı yerde başa sarıp sarıp bu müziği dinledik.
Biz üç kişinin ağzını açık bırakıp hayretler içinde izleten
bir başka şey ise, kullanılan dekordu, dekor değil de materyaller, materyal
değil de…
Adamlar yoktan var etmenin hikayesini yazmışlar; bidonlardan yapılmış
malzemelerle kaç farklı insanı seyrettik, o bidonların içinde evleri
görebiliyorduk, insan vücudunda köprüyü gördük, bez sandığımız yerde, kundaktaki çocuğu, çocuğun 2.5 yaşına geldiğini gördük, vallahi gördük, bez değil bir çocuk gördük
sahiden.
Hiç âdetim değildir, oyun izlerken yanımdaki arkadaşımla paslaşmam,
tek odağım sahnedir ama anlattığım tüm bu şeyleri yaşarken arkadaşlarımla göz
göze geldik, sanki bir sihirbaz gösterisindeydik ve çok başka bir şey
konuşulurken bir yandan da sahnede canlı canlı bu oyunları izliyorduk.
Oyunu ben daha sonradan okudum, itiraf ediyorum izlemesem
anlamazmışım. Yine de size nasıl anlatılır oyun diye düşünüyordum, bir yandan
da müziği dinliyordum, fark ettim ki düşünmeme gerek yok çünkü Ümit Aydoğdu o
kadar iyi anlatmış ki;
Masal masal içinde, masal hayat
içinde,
Masal deyip de geçme, keramet var
içinde.
Duy, duy, oğul duy, duyup da
gönlünü doyur,
Gönlü dolu olanın, güneş ışığı
içinde!
Duy kızım duy, sevgi var sözümde,
Sevgi gören gözün mü en karanlık
gününde?
Evvel zaman içinde, kan-ı revan
içinde,
Bir kent varmış namı çıkmış,
namı: Lanet…
Başında bir vali, adı Georgi
Abeşvili!
Kendi Karun mu Karun; avradı var
cins bir hatun,
Evladı var nur topu gibi.
Evvel zaman içinde,
Yediği önünde, yemediği ardında,
Açlıktan kırılmış, ağam kimin umurunda!
Saltanatı daim olsun yeter,
Halkı sorarsan eğer; yarını
dünden beter.
Yine de çok sevilir gücü elinde
tutan,
En yakınında durur, büyük lokma
yutan.
Ama güç elden gitti mi, ilk
yapışandır gırtlağına en yakındaki!
Bu masal da diğerlerine benzer;
Güçlü hep güçsüzü ezer.
İnsanlık yitip giderken çıkar
yoluna,
Bazen her şey oturur rayına.
Kim daha iyi bilir insanlığı;
Alın teri döküp çalışandan?
Bilmediği şey hak yiyenin, bilgeliğidir
hakkı yenenin.
Tebeşir Dairesi masalı beni sana,
seni bana anlatır
Döner dolaşır, aynı şeyi
hatırlatır: aldanıp güvenme kimsenin gücüne, güveneceksen güven yalnızca kendi
EMEĞİNE…
En başta dediğim gibi, tiyatroadam son
oyununu oynayamadan final oldu. Her bitiş çok güzel başlangıçlara gebedir, hele
de tiyatroadam söz konusuysa.
Ama, yine de, evde kalalım diye,
hani çok şeyler yapılıyor ya biz tiyatro severlere, bu oyun da online olarak
karşımıza çıkar belki, olmaz mıııı, olabilir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder